Haberler

İsviçre’de uyanan jeotermal enerji; yeni bir başlangıç!

St. Gallen, İsviçre'de sondaj kulesi (kaynak: Webcam Project web sitesi, 7 Ağustos 2013)
Cannur Bozkurt 31 May 2019

Başarısız bir projenin tarihçesinin akılda olması ile beraber, ETH’nin Zürih'te başladığı bazı ısıtma projeleriyle, İsviçre’de jeotermal enerji çalışmaları uyanıyor gibi görünüyor.

İsviçre’de yayınlanan yeni bir makale, bir zamanlar jeotermal enerjinin, ülkenin enerji geçişi sürecinde enerji üretimi için bir kaynak olarak büyük bir umut olduğu konusuna değinmekte. Gallen kentinde bir pilot projenin durma noktasına gelmesinden sonra, jeotermal kaynakların değerlendirilmesi oldukça yavaşlamıştı. Ancak şimdi ETH Zürih yeni bir test laboratuvarı açtı ve Romandie Kantonu’nda yeni projeler planlanıyor.

CHF 160m projesi yeryüzünü sarstığında, yalnızca St. Gallen’de değil, Temmuz 2013’te büyük bir şok oldu. Sadece bir yıl sonra amiral gemisi projesinin kaldırılması gerekiyordu, çünkü daha fazla titreşim göz ardı edilemedi ve toprak altının verimliliği yetersizdi. ETH Zürih’ten İsviçre Sismoloji Servisi (SED) Müdürü Stefan Wiemer süreçleri açıkladığı gibi “Basel’de, St.Gallen’in önünde insan yapımı depremler nedeniyle jeotermal proje başarısız oldu. O zamandan bu yana İsviçre’de büyük bir proje olmadı”.

Romanda’da yeni bir başlangıç

Büyük ölçekli projelerin başarısızlığından sonra, ülke bu tür enerji üretimi konusunda sessizleşti ama ölmedi. “İsviçre’nin Fransızca konuşulan bölümünde derin jeotermal enerji projeleri de planlanıyor. Cenevre’de ve ayrıca Vaud Kantonu’nda Vinzel’deki federal hükümetin 14.4 milyon İsviçre Frangı’lık bir hidrotermal projeyi desteklediği bilinmekte.

Bununla birlikte, orada elektrik üretilmeyecek, ancak ısıtılacak. Wiemer, konuya ilişkin şözlerine şöyle devam etti: “Federal hükümet CO2 sorunu konusundaki stratejiyi değiştirdi. Geçmişte, enerji üretimi birincil amaçtı, ancak şimdi bu tür hidrotermal jeotermal santrallerden gelecek ısı ön plandadır.”

Bununla birlikte, Wiemer genellikle İsviçre’deki jeotermal enerjinin kabulünü büyük ölçüde değerlendirmektedir. Geçen hafta “Bedretto Yeraltı Jeojenetik Laboratuvarı”nı açan ETH Zürih de buna katkıda bulunmak istiyor. Uluslararası ve ulusal ortaklarla birlikte ETH Zürih, Ticino’yu Furkatunnel’e bağlayan 5,2 kilometrelik bir tünel kullanıyor.

Yer yüzeyinin 1,5 kilometre altında yer alan tüneller, jeotermal ısıyı uzun vadeli, verimli ve güvenli bir şekilde kullanmak için benzersiz bir araştırma altyapısı inşa etti. Wiemer çalışmalarını şöyle özetledi:  “Sondaj teknolojisi ve ısı depolama ile ilgili çok farklı deneyler yapıyoruz. Bununla birlikte, projelerin çoğu, bir kişinin yeraltındaki bir kayayı tam olarak nasıl uyaracağı ve parçalayabileceği sorusunu ele almaktadır. Stimülasyondan sonra kırıklardan ne kadar su geçiyor, kaç tane deprem var? Bunu önceden kontrol etmenin herhangi bir yolu var mı, bu sayede mümkün olduğunca az titreşimle ne kadar su geçirgenliği elde edilebilir? ETH’nin jeotermal test laboratuvarı en az on yıl sürmelidir.”

Pilot projeden ders alınması

Bu arada, Wiemer ve araştırma ekibi St.Gallen’deki başarısız pilot projeyle hala meşguller. Ayrıca, analizleri bir sonraki derin jeotermal projeye yardımcı olabilecek veriler analiz edilecek. “Örneğin, daha iyi olanı görebilecek miyiz, bilmek istiyoruz. Kazanın tüm sürecini, test ve yer altındaki asit simülasyonunu ve daha sonra sisteme girecek olan gaz sızıntısını da araştırıyoruz” diyor Wiemer. Depremlerin gazın ani çöküşünün ya da başlatılan karşı önlemlerin bir sonucu olup olmadığı hala belirsiz. Pilot proje, muhtemelen hiçbir zaman tüm soruların tamamen çözülmeyeceği çok özel bir durum olarak kalacak.

Yazının tamamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

Kaynak: ThinkGeoEnergy