Haberler

Cornell’in önerilen geliştirilmiş jeotermal sistem projesi uluslararası ilgi görüyor

Hibrid EGS Sistemi (kaynak: Cornell Üniversitesi)
Cannur Bozkurt 14 Şub 2020

ABD’de Cornell Üniversitesi kampüsündeki Dünya Kaynak Isı projesi uluslararası ilgi görüyor. Okulda son zamanlarda yapılan bir toplantıda, uluslararası bilim insanları, gelişmiş bir jeotermal sistem yaklaşımı kullanması planlanan jeotermal ısı projesi hakkında bilgi edindiler.

Geçen ay, dünyanın dört bir yanından bilim insanları ve mühendisler, geliştirilmiş jeotermal enerji sisteminin bir parçası olan yaklaşık 4.100 metre derinlikli sondaj önerisine dahil edilecek yöntemler tasarlamak için Cornell’in Snee Hall’unda bir araya geldiler.

Yaklaşık 35 araştırmacı, 20 Cornell öğretim üyesi, öğrenci ve profesyonellerin katıldığı çalıştay için kampüste buluştu. Çalıştay, yeraltı araştırmalarını teşvik eden, kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan International Continental Scientific Drilling Program’ın sponsorluğunda gerçekleşti.

Derin kıtasal sondajlara bilimsel erişim nadirdir, çünkü kuyular genellikle verileri paylaşmayan endüstri tarafından kazılmakta. Erişim, kaya mekaniği, hidrojeoloji, sismoloji, mikrobiyoloji ve gezegen hakkındaki diğer bilgileri öğrenmek için kritik öneme sahip.

Cornell, kampüsteki binaların çoğunu ısıtmak için Dünya’nın termal enerjisini kullanacak gelişmiş bir jeotermal sistem olan Earth Source Heat için bir test görevi görmek üzere kampüs mülkünde bir sondaj önermekte.

Test kuyusu, sistemin tasarımını bilgilendirmeye yardımcı olacak, ancak aynı zamanda bazı çalıştay katılımcılarının dediği gibi, “yeraltı hakkında daha fazla bilgi edinme fırsatı” olarak bir “fırsat kuyusu” olarak hizmet edecek.

yer ve atmosfer bilimleri profesörü ve çalıştay katılımcısı Patrick Fulton; “New York’un merkezindeki jeoloji eski, nispeten soğuk ve kıtaların büyük bir kısmına benzer tektonik bir plaka sınırından uzak. Burada faaliyet gösteren süreçler ve koşulları inceleyerek, sürdürülebilir enerji çözümlerinin ABD Kuzeydoğu ve dünyadaki birçok alanda nasıl kullanılabileceğini gösterme potansiyeline dair heyecan var.” açıklamasında bulundu.

Çalıştayda kavramsallaştırılan deneylerin çoğu, akışkanın derin sedimanter ve metamorfik kayaçlardan nasıl aktığını belirleyen koşulların anlaşılmasını geliştirmeyi amaçlamakta.

Tartışmalar, derin kayaların yeraltı yüzeyindeki gerilmeler ve gerilmelerle mekanik etkileşimleri hakkında bilgi edinme fırsatlarına odaklandı. J. Preston Levis Mühendislik Profesörü ve çalıştayın organizasyon komitesinin lideri Terry Jordan’a göre, Ithaca bölgesindeki sismik aktivitenin göreceli olarak yetersiz olması, yeraltına ilişkin içgörü sunacak herhangi bir veri bulma olasılığının düşük olduğu anlamına gelmekte.

Jordan, “Kaya, küçük gözenekli alanlarda katı mineraller, doğal süreksizlikler ve sıvılardan oluşuyor” diyerek açıklamlarına şöyle devam etti: “Bu parçalar arasındaki mekanik etkileşimler nelerdir? Bu kaya sistemi akışkanlar, stresler veya minerallerdeki değişikliklere nasıl tepki verebilir? Çalıştay, bilim odaklı sondaj testlerinin ve deneylerinin bu kaya davranışını araştırmak için eşsiz fırsatlar sunabileceğini aydınlattı.”

Çalıştay katılımcıları Almanya, Japonya, Çin, Hollanda ve İsviçre’nin yanı sıra 12 ABD eyaletini ve Syracuse Üniversitesi, Buffalo Üniversitesi, Binghamton Üniversitesi, Oswego Eyalet Üniversitesi, New Lawrence Üniversitesi ve St. Lawrence Üniversitesi gibi bölgesel üniversitelerin temsilcilerinden oluştu.

Jordan, hem uluslararası hem de bölgesel bilim insanlarıyla ortaklıklar kurmanın toplantının ana hedefi olduğunu söyledi.

Çalıştay sırasında geliştirilen deneyler, Uluslararası Kıta Bilimsel Sondaj Programı tarafından incelenecek bir finansman teklifine yerleştirilecek. Kuruluştan gelen fonlar, kuyu için diğer fon kaynaklarını tamamlayıcı olacak.

Kaynak: ThinkGeoEnergy