IRENA, 2022’de jeotermal enerjide %22 daha düşük LCOE bildirdi
2022 Yılında Yenilenebilir Enerji Üretim Maliyetlerine İlişkin IRENA Raporu (kaynak: IRENA)
Merve Uytun
5 Eyl 2023
IRENA, 2022'de yenilenebilir enerjinin rekabet gücünde genel bir artış olduğunu ve jeotermalin LCOE'sinin %22 düşüşle 0,056 ABD Doları/kWh'ye düştüğünü bildirdi.
2021-2022 yılları arasında yeni devreye alınan on jeotermal projenin küresel ağırlıklı ortalama seviyelendirilmiş elektrik maliyeti (LCOE) %22 düşüşle 0,056 kWh’ye geriledi. Bu istatistik, Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) tarafından yeni yayınlanan “2022 Yılında Yenilenebilir Enerji Üretim Maliyetleri” belgesinde bildirildi.
Raporun tamamına bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz .
Neredeyse tüm yenilenebilir enerji türleri 2022’de daha rekabetçi hale geldi; tek istisnalar offshore rüzgar ve hidroelektrik oldu. Yenilenebilir enerjinin rekabet gücü, fosil yakıt fiyatlarının 2021’den 2022’ye yükselmesiyle daha da arttı. IRENA, 2022’yi yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji güvenliği faydalarının geniş çapta “yeniden keşfedildiği” yıl olarak tanımladı.
Jeotermalde, azalan kurulum maliyetleri ve sürekli yüksek kapasite faktörü, 2022’de daha rekabetçi bir LCOE için itici faktörlerdi.
2022’de nispeten düşük dağıtım oranı
2022’de yaklaşık 181 MW’lık yeni jeotermal enerji üretim kapasitesi eklendi. Bu, 2021’deki 279 MW’tan daha düşüktü; bu, on yılın 2015’teki 661 MW’lık rekor dağıtımının yaklaşık dörtte biri kadardı ve 2011’den bu yana en düşük yıllık dağıtımdı.
Düşük dağıtım oranı, küresel kapasite artış hızını yavaşlatmasının yanı sıra, jeotermalin yıllık LCOE’sinin yalnızca bir avuç proje tarafından belirlendiği anlamına da geliyor. Jeotermal projelerin toplam kurulu maliyetleri çeşitli faktörlerden dolayı heterojen olma eğiliminde olduğundan, bu muhtemelen yıldan yıla daha fazla dalgalanan değerlere yol açacaktır.
Her durumda, IRENA’nın veri tabanında hizmete alınan on jeotermal santral, 2022 küresel ağırlıklı ortalama LCOE’si 0,056/kWh ve toplam kurulu maliyeti 3478 ABD Doları/kW’dır. Bunların her ikisi de 2021 değerlerinden önemli ölçüde düşük ve son on yılın en düşük değerlerinden bazıları.
Aşağıda, IRENA raporunda bahsedilen eğilimlerin bir özeti yer almakta olup, son on yıldaki toplam kurulu maliyetler ve LCOE değerlerindeki belirgin dalgalanmalar gösterilmektedir. Buna kıyasla kapasite faktörü değerleri çok daha kararlıdır.
Toplam kurulu maliyetleri çeşitli faktörler etkiler
Jeotermal enerji projelerinin sermaye maliyetleri genellikle hidroelektrik, güneş enerjisi ve karadaki rüzgarla karşılaştırıldığında yüksektir. Jeotermal projelerin ağırlıklı ortalama toplam kurulu maliyeti 2013’ten bu yana nispeten sabit kaldı, ancak her projenin benzersizliği nedeniyle bireysel değerlerde geniş bir dağılım var.
Kaynak kalitesi (sıcaklık, akış hızları ve geçirgenlik açısından) toplam kurulum maliyetini etkileyen önemli bir faktördür. Bu, kullanılacak enerji santrali teknolojisinin türünü ve hedef kapasiteye ulaşmak için açılacak kuyu sayısını belirler. Daha düşük sıcaklıktaki kaynaklardan yararlanmak üzere tasarlanan ikili enerji santrallerinin maliyetleri, doğrudan buhar ve flaş santrallerine göre daha yüksek olma eğilimindedir.
Üretim ve enjeksiyon kuyularının açılması jeotermal projeler için ana maliyet etkenidir. Bu, petrol ve gaz endüstrisinin iş döngüsünden etkilenebilecek ve aynı zamanda mühendislik, tedarik ve inşaat (EPC) maliyetlerinde de dalgalanmalara neden olabilecek bir şeydir.
Jeotermal en yüksek kapasite faktörünü koruyor
Jeotermalin yüksek kapasite faktörü, en rekabetçi avantajlarından biri olmayı sürdürüyor. Jeotermal santraller termal akışkanlara sürekli erişebilmekte ve yılın çoğu saati istenilen kapasitede çalışmalarına olanak sağlamaktadır.
2022 yılı için jeotermal projelerin küresel ağırlıklı ortalama kapasite faktörü %85 oldu. Bu, aynı dönemde hidroelektrik (%46), güneş enerjisi (%17) ve kara rüzgarı (%37) değerlerinden önemli ölçüde daha yüksektir.
Karmaşık rezervuar yönetimi, İşletme ve Bakım maliyetlerini artırıyor
Jeotermaldeki işletme ve bakım (O&M) uygulamaları, güneş veya rüzgarla karşılaştırıldığında çok daha karmaşıktır. Jeotermal enerji santrali devreye alındıktan sonra kaynağın yönetimi zaman içinde neredeyse sürekli gelişen bir uygulamadır. Bu dinamik durumu anlamak ve uygun şekilde tepki vermek, yüksek düzeyde operasyonel deneyim, çevik yönetim ve rezervuar parametrelerinin izlenmesinde neredeyse sürekli titizlik gerektirir.
Jeotermal projeler için önemli bir husus, mevcut kuyuların verimliliği azalmaya başladıkça yeni kuyuların açılmasının eninde sonunda gerekli olacağı gerçeğidir. Bu uygulama, diğer yenilenebilir enerji seçenekleriyle karşılaştırıldığında ömür boyu İşletme ve Bakım maliyetlerini artırır. Ancak bu durum genellikle daha yüksek kapasite faktörleriyle dengelenmektedir.
Kaynak: ThinkGeoEnergy
