Haberler

Türkiye Jeotermal Kongresi’nde yerlileşme ve gelecek stratejileri vurgusu

GT 2025 Katılımcılarla Toplu Fotoğraf (Kaynak: JESDER)
Merve Uytun 24 Şub 2025

Türkiye’nin toplam elektrik üretimi yaklaşık 350 teravatsaat (TWh) seviyesinde gerçekleşirken, bunun %3,2’si jeotermal santrallerden sağlandı.

Türkiye’nin jeotermal enerji alanındaki gelişimi ve sektördeki yerlileşme çalışmaları, 8. Türkiye Jeotermal Kongresi’nde ele alındı. Kongrenin açılışında konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, jeotermal santrallerde kullanılan ekipmanların büyük bir kısmının artık yerli imkanlarla üretildiğini ve bu alanda yerlilik oranının %55 seviyesine ulaştığını belirtti. Jeneratör, türbin, buhar enjektörü ve güç elektroniği gibi kritik bileşenlerin yerli üretime kazandırılmasının, Türkiye’nin enerji bağımsızlığı yolunda önemli bir adım olduğunu vurguladı.

Türkiye, jeotermal enerji kurulu gücü bakımından Avrupa’da birinci, dünyada ise dördüncü sıraya yükseldi. 2024 yılı itibarıyla, Türkiye’nin toplam elektrik üretimi yaklaşık 350 teravatsaat (TWh) seviyesinde gerçekleşirken, bunun %3,2’si jeotermal santrallerden sağlandı. Bu oran, yaklaşık 11,2 teravatsaat (TWh) elektrik üretimine karşılık geliyor. Toplam jeotermal kurulu güç ise 1.734 megavat (MW) seviyesine ulaştı.

Bakan Yardımcısı Tancan, Türkiye’nin enerji talebinin 2035 yılına kadar yıllık ortalama %3,5 artarak 510 TWh’ye, 2055 yılına kadar ise yıllık %5,2 artışla 1.406 TWh’ye ulaşmasının beklendiğini ifade etti. Bu doğrultuda, jeotermal kaynakların daha etkin kullanılması ve yeni yatırımların hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan ve JESDER Başkanı Ufuk Şentürk Kaynak JESDER

Jeotermal enerji tarım ve sanayiye entegre edilecek

Kongrede konuşan Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER) Başkanı Ufuk Şentürk, jeotermal enerjinin yalnızca elektrik üretimi için değil, tarım ve sanayi sektörlerinde de daha etkin kullanılmasına yönelik çalışmalar yürütüldüğünü belirtti. Jeotermal kaynaklardan gübre üretimi konusunda yeni bir Ar-Ge sürecinin başlatıldığını ifade eden Şentürk, jeotermal akışkanların içeriğinde bitki besin maddesi olarak değerlendirilebilecek minerallerin bulunduğunu vurguladı. Bu çalışmaların tarım sektörüne katkı sağlaması ve katma değerli ürünler ortaya çıkarması bekleniyor.

Şentürk, Endonezya’nın bu alanda önemli başarılar elde ettiğini ve Türkiye’de de Antalya’da bir madencilik firmasının benzer çalışmalar yürüttüğünü belirtti. Bu gelişmelerin, jeotermal kaynakların sürdürülebilir ve çok yönlü kullanımına katkı sağlayacağını ifade etti.

Bakan Yardımcısı Tancan, Milli Enerji ve Maden Politikası çerçevesinde, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanında sağladığı teşviklerin yalnızca enerji arz güvenliğini artırmakla kalmadığını, aynı zamanda sanayi ve teknoloji alanında rekabet gücünü de yükselttiğini belirtti. Sektörde faaliyet gösteren 50 ana tedarikçi ve 350 alt tedarikçi sayesinde yaklaşık 50.000 kişiye istihdam sağlandığını vurguladı.

Tancan, Türkiye’nin enerji politikalarının yalnızca arz güvenliğini sağlamaya odaklanmadığını, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda şekillendiğini ifade etti. 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda fosil yakıtlara bağımlılığın azaltılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılması için teşviklerin artırılacağını açıkladı.

Türkiye, yenilenebilir enerji alanındaki yatırımları artırarak, dışa bağımlılığı azaltmayı ve enerji arz güvenliğini sağlamayı amaçlıyor. Jeotermal enerjinin yerli ekipmanlarla desteklenmesi, bu alandaki büyümenin daha da hızlanmasını sağlayacak.

Kaynak: JESDER