GeoVision raporu: ABD’de jeotermal için kaynak değerlendirme potansiyeli
DOE tarafından yayımlanan GeoVision raporu, ABD'de jeotermal enerjinin, özellikle de düzenleyici reformla sağlanan büyük kaynak değerlendirme fırsatını vurgulamaktadır.
ABD Enerji Bakanlığı tarafından yayınlanan “Ayaklarımızın Altındaki Isının Kullanılması” konulu GeoVision raporununun zengin içeriği nedeni ile, raporun belirli unsurlarını vurgulamaya devam ediyoruz.
Bu yazıda Bölüm 4 – Analiz: Sonuçlar, Fırsatlar ve Etkiler konuları ele alınıyor.
Bölüm 4, ABD’de hem elektrik üretimi, hem de elektrik dışı sektör için jeotermal enerjinin Kaynak Değerlendirilme Potansiyeli ile ilgili ayrıntıları paylaşmaktadır.
Raporda yer alan analiz, elektrik sektörü için jeotermal bazlı fırsatları üç ana senaryo altında değerlendirmektedir: “Olağan İşler (BAU), İyileştirilmiş Düzenleyici Zaman Çizelgesi (IRT) ve Teknoloji Geliştirme (TI)”.
“Elektrik sektörü modellemesinde anahtar bulgulardan biri, yalnızca IRT senaryosunda kabul edilen düzenleyici reformların, geleneksel hidrotermal kaynaklara erişimin arttırılması ve geliştirilmesi yoluyla kurulu jeotermal kapasitenin boyutunu iki katına çıkarabileceğidir.”
“Ek olarak, analiz, TI senaryosunda öngörülen keşif ve sondaj teknolojilerinin, sektörün 2050 yılına kadar 60 gigawatt elektrik (GWe) elektrik üretme kapasitesine kadar kaynak değerlendirmeyi maksimize etme kabiliyetinde yardımcı olabileceğini gösteriyor. Gelecek vaat eden büyüme potansiyeli, erken aşamadaki araştırma ve geliştirmeyi EGS’yi destekleyen teknolojiler haline getirerek gerçekleştirilebilir. ”
“İyileştirilmiş düzenleme zaman çizelgesi” senaryosu, EGS teknolojilerine ilişkin mevcut seviyelerin ötesinde bir önerme sunmadan bile, düzenleyici değişikliklerin endüstri için yapabileceği önemli etkiyi göstermektedir. Analiz ayrıca, endüstrinin tanımlanmış hidrotermal kaynakların miktarı ve mevcut keşfedilmemiş hidrotermal kaynakların kullanımının ne kadar önemli olduğunu da göstermektedir.
GeoVision analizinin temel olarak sonucu “Mevcut jeotermal teknolojilerin kullanılması ile bile, jeotermal endüstrisi, sadece düzenleyici reform yoluyla Olağan İşler ile karşılaştırıldığında iki katına çıkabildi.”
Daha ileri teknik gelişmelerle, jeotermal enerji üretimi, mevcut jeotermal endüstrisinin katkıda bulunduğu toplam ulusal üretimin % 0,4’üne kıyasla, toplam milli üretimin % 8,5’ini 205o’ya kadar destekleyebilir.
ABD’de daha yüksek olan doğal gaz fiyatlarını dikkate alan bir momdel yapıldığında, fırsatların daha da büyük olduğu görülecektir.
Elektrik dışı sektöre yönelik yayılma potansiyeline bakıldığında, çalışma aynı zamanda bölgesel ısıtma için doğrudan jeotermal kullanımını da ele alıyor.
“GeoVision raporu, hem geleneksel hidrotermal ve EGS kaynak tabanlarına (yani, teknik ve kaynak potansiyeli) hem de bölgesel ısıtma için yerel talebe (yani, nüfus yoğunluğu ve iklim) ilişkin olarak jeotermal bölgesel ısıtma için ekonomik potansiyele ilişkin analiz de içeriyor. EGS kaynakları daha geniş bir coğrafi alanda bulunmakta ve karşılık gelen hidrotermal kaynak potansiyeline kıyasla yaklaşık 1000 kat daha fazla kaynak potansiyeli temsil etmekte.”
Buradaki kilit unsur, kullanım olanaklarının hem ABD’nin Batı Kıyısı’ndan hem de ülkenin kuzeydoğusundan yayılmasıdır. Teknoloji iyileştirmeleri aslında Amerika Birleşik Devletleri’nin büyük bir bölümünde kullanım seçeneklerini genişletecektir.
Çalışmada yapılan bir diğer ilginç nokta, yaratılan yerel işlerin sayısıdır. GeoVision raporu, yerel düzeyde jeotermal enerji santrallerinin, GeoVision analizinde ele alınan diğer ölçekli elektrik üretim teknolojilerine kıyasla, ev başına, uzun vadeli işleri iki katından daha fazla sağlayabildiğini göstermektedir.
Kaynak: ThinkGeoEnergy