Haberler

İTÜ, Ağrı’nın jeotermal potansiyeli için çalışma başlattı

Ağrı Diyadin Jeotermal alanı (kaynak: Diyadin Belediyesi)
Merve Uytun 29 Kas 2022

Zengin jeotermal kaynaklarıyla ön plana çıkan Ağrı'nın Diyadin ilçesinin jeotermal potansiyeli, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi (AİÇÜ) ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) işbirliğinde ortaya çıkartılıyor.

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesinden akademisyenler, Diyadin ilçesindeki jeotermal kaynakların su kalitesi çalışmak üzere bölgedeki toprak, kaya ve sudan numuneler aldı. Alınan örnekler, İTÜ’nün laboratuvarlarında incelenecek.

Zengin jeotermal kaynaklarıyla ön plana çıkan Ağrı’nın Diyadin ilçesinin bu potansiyeli, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi (AİÇÜ) ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) işbirliğinde ortaya çıkartılıyor.

Bu yılın başlarında, Ağrı, Diyadin ilçesindeki jeotermal kaynakların tarımda kullanılması üzere planlanan projenin ilk etabının altyapı yapım protokolü imzalandığı haberini paylaştık. İlçedeki jeotermal kaynakları tarımda kullanmak amacıyla daha önce bölgeye 40 dekar üzerine kurulan seralarda yılın 12 ayı domates üretimi yapılıyor.

Kentin doğal ve kültürel potansiyelini ortaya çıkarmak, turizm destinasyonu olmasını sağlamak amacıyla AİÇÜ ve İTÜ arasında bir süre önce “Akademik İşbirliği Protokolü” imzalandı. Protokol kapsamında iki üniversiteden akademisyenler, Ağrı’nın gizli kalmış potansiyelini açığa çıkarmak hedefiyle Diyadin ilçesini ziyaret etti.

AİÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kaya, konuya ilişkin şunları söyledi: “Yenilenebilir, temiz, ucuz, çevre dostu ve yerli yer altı kaynağı olan jeotermal enerjinin elektrik enerjisi üretimi, bölgesel ısı ihtiyaçlarının karşılanması, seracılık yapılması, organik tarım ürünlerinin üretilmesi, ürün kurutma, termal turizm ve sağlık amaçlı kullanım alanları vardır ancak önemli bir potansiyele sahip Diyadin’deki jeotermal enerjiden bugüne kadar sadece çok sınırlı miktarda seracılık, bölgesel ısınma ve sağlık alanında yararlanılmış.”

İTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kumral etraftaki taşların çoğunun traverten kökenli ve volkanik ara katlı olduğunun görüldüğüne dikkati çekti. Kumral, şöyle devam etti: “Burada aynı zamanda kükürt kokusu alıyorsunuz. Kükürt kokusu normalde yaşlı kaplıcalarda çok fazla karşımıza çıkmaz. Afyonkarahisar’a gittiğinizde bu kokuyu çok almazsınız. Bu bölgede çok genç bir sistem olduğunu ve derinde de zengin bir magmanın olduğunu gösteriyor ki karşımıza bu şekilde kükürt kokusu ya da bazı noktalarda hafif demir içeren yapıları da gördük. Kaplıcalar aynı zamanda ekonomik olarak madenleri de üreten sistemlerdir.”

AİÇÜ Rektör Yardımcısı Kaya, İTÜ’den gelen akademisyenlerle birlikte jeotermal alanda çok verimli ve bilimsel bir saha gezisi yaptıklarını ve ilçenin jeotermal enerji potansiyeline ilişkin ön değerlendirme çalışması gerçekleştirdiklerini belirtti.

Kaynak: Dersim Gazetesi