Haberler

Jeotermal kuyular Gediz Grabeninin jeolojisine ışık tutuyor

Gediz Grabeninde bir sondaj kulesi, (görselin haber ile ilgisi yoktur. Kaynak: Jeotermal Haberler)
Merve Uytun 1 Eki 2023

Fatma Gülmez ve arkadaşlarının çalışmaları jeotermal sondajların sonuçlarını yorumlayarak Gediz Grabenine yönelik yeni jeolojik önermelerde bulunuyor.

Jeotermal Endüstrinin çalışmaları bilimsel çalışmalara da katkı sağlıyor. Fatma Gülmez ve arkadaşlarının çalışmaları jeotermal sondajların sonuçlarını yorumlayarak Gediz Grabenine yönelik yeni jeolojik önermelerde bulunuyor.

Batı Anadolu birçok jeotermal çalışmaya ev sahipliği yapıyor. Çoğu özel sektör tarafından yüzlerce derin sondaj, binlerce kilometre jeofizik ölçümler yapılıyor. Ancak bu stratejik çalışmaların bilimsel-akademik platformlarda yeterince tartışıldığını söylemek pek mümkün değil. Fatma Gülmez, Hatice Ünal Ercan, Nalan Lom, Gönenç Göçmengil  ve Emre Damcı’nın geçtiğimiz günlerde yayınlanan makalesi bu anlamda oldukça önemli.

Fatma Gülmez ve arkadaşlarının geçtiğimiz günlerde yayınladığı makale Gediz Grabenindeki  jeotermal sondajları yorumlarken Gediz Grabenindeki jeolojik birimlerin çeşitli özellikleri ve çevre grabenlerle ilişkisi hakkında yeni öneriler getiriyor. Batı Anadoludaki yoğun jeotermal faaliyetlere rağmen hala birçok başat konu belirsiz. Grabenlerin birbiriyle ilişkisi, oluşum mekanizmalarına dair açıklamalarda eksiklikler bulunuyor. Yazarlar makalede bu durumu vurguluyor ve jeotermal sondajların loglarını yorumlayarak bu alana dair tezler ileri sürüyor.

Makalede Batı Anadolu genişleme bölgesindeki neojen  havzaları iki ayrı başlık altında incelemiş: (1) Menderes Masifi ve/veya İzmir-Ankara-Erzincan kenet zonu ile ilgili birimlerden türetilen malzemelerin hakim olduğu KD-GB havzaları.

(2) Tetis ofiyolitik malzemesinden yoksun olduğu bilinen ve Miyosen ve Pliyo-Kuvaterner çökellerini içeren D-B doğrultulu havzalar.

Yazarlara göre, “İki havza seti arasındaki ilişki belirsizdir”. Bazı araştırmacıların, D-B doğrultulu grabenlerin KD-GB doğrultulu grabenlerden daha genç olduğunu öne sürdüğünü belirtiyorlar. Makalede Alaşehir alt havzasındaki 3840 m derinliğe kadar yapılan sondajlardan yararlanıldığı belirtiliyor. Çalışmanın öne sürülen tezlerden bazıları şöyle:

“Neojen graben dolgusunun daha önce belgelenenden daha kalın olduğunu ve tabanında ofiyolit kaynaklı kırıntılıları içerdiğini ortaya koymaktadır. Alaşehir alt havzasının Uşak-Güre havzası ile benzer bir erken Miyosen konfigürasyonuna sahip olduğunu ve Gediz Grabeni’nin KD-GB doğrultulu grabenlerin kalıtsal bir yapısını temsil ettiğini öne sürdük.”

“Çalışma, Neojen graben dolgusunun daha önce belgelenenden daha kalın olduğunu ve tabanında ofiyolit kaynaklı kırıntılıları içerdiğini ortaya koymaktadır.”

Yazarlar Gediz Grabeninin jeolojisinin anlaşılmasına önemli katkı koyan bu çalışmaya verdikleri destek için, Özmen Holding Sis Enerji CEO’su Erkan Özmen’e, katkılarından dolayı şirketin Umut Barış Ülgen’, Yalçın Ersoy’a ve sondaj ekibine teşekkürlerini de iletiyor.

Bu çalışma ile jeotermal sondajlardan edinilen bilgiler ile Batı Anadolu jeolojisi daha iyi anlaşılırken Endüstri-akademi işbirliği için iyi bir örnek oluşturuyor. Makaleye buradan ulaşabilirsiniz.

 

Kaynak: Linkedln aracılığıyla Fatma Gülmez