Haberler

Nuran Sevimli Akkoç ile Röportaj – Kırsal kalkınma hedeflerinde bir model; Kula Jeotermal Sera Projesi

Kula Jeotermal kaynaklı teknolojik sera projesi (kaynak: Nuran Sevimli Akkoç)
Merve Uytun 12 Şub 2024

Kula Belediyesi'nden Nuran Sevimli Akkoç ile gerçekleştirdiğimiz bu röportajda Kula'da yürütülen jeotermal sera çalışmalarını ve jeotermal enerjinin kırsal kalkınma hedeflerindeki rolünü ele alıyoruz.

Kula Belediyesi’nden Nuran Sevimli Akkoç ile Kula’nın jeotermal potansiyeli ve devam eden sera projesi çalışmaları üzerine gerçekleştirdiğimiz röportajı aşağıda sizlerle paylaşıyoruz.

 

Nuran Hanım kendinizden bahseder misiniz?

İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliğinden mezunum. Birçok kadın jeoloji mühendisi meslektaşlarımın yasadığı sorunları bende yaşadım. Mezuniyetimden sonra İstanbul da yaşamaya devam ettim. Fakat, İstanbul depremi öncesi olduğu için iş bulma konusunda problemler yaşadım. Hiç unutmam İstanbul metro inşaatı için yüksel inşaata gece vardiyası için iş başvurusu yapmıştım. Görüşmeyi yaptığım kişi de bizim okuldan ve sanırım maden mühendisliğinden mezun bay meslektaşımızdı. Fakat cinsiyetimden dolayı işe alınmadım. Kendisine şunu sormuştum ‘’diploma renginiz nedir diye; neden sordun dedi; benim pembe değil sanırım sizin de mavi değil bu ayrımcılık neden dediğimde galiba bu koşularda da sizinle çalışamayacağız demişti; ki bende her zaman ki gibi Laz damarıma bağlı olarak siz isteseniz de ben çalışmam deyip ayrılmıştım. O günden sonra severek başladığım mesleğime ara vermek zorunda kaldım. Çeşitli fabrikalarda mühendislik kariyerimi kullanarak, üretim ve planlama üstüne çalıştım. Ama İstanbul JMO ilişkilerimi hiç askıya almadım hafta sonları zamanım yettiğince arkadaşların arazi çalışmalarına yardımcı oldum; oda faaliyetlerine devam ettim. Hayat bir noktada 2003 tarihinde Kula’ya sürükledi bizi.

 

Kula’daki jeotermal serüveni nasıl başladı ve bu noktaya nasıl geldi?

Kula Belediyesinde iş başı yaptım 2003 tarihinde, Mesleğim dışında halkla ilişkileri, özel kalem, proje birimi yöneticiliği işlerinde görev aldım. Fakat kulanın jeolojik potansiyeline hayranlığımda bu dönem başladı, Özellikle Kula Volkanitleri bölgemizin önemli bir jeolojik mirası . Bu konuda ilk çalışmayı Prof. Dr. Hülay İnaner ile Dünya Jeoloji Kongersine Murat Tokaçer ile sunduğumuz Kula Jeoparkı bildirisi ile başladık. Uzun süre diğer görevlerim yanında jeoaprak çalışmaları ile devam ettim. Belli bir dönem sonra Erdal beye görevi devrettim. Oda başarılı çalışmaları ile ilk Türkiye’nin jeoparkını ülkemize kazandırmış oldu.

Tabii bu arada bölgenin turizm çeşitliliğini çalışırken emir kaplıcalar bölgesinde jeotermal potansiyelinin varlığını gözlemledim. Kula jeotermal serüveni de böylece başlamış oldu.

 

Jeotermal sera projesinden bahseder misiniz? Ne  kadarlık bir alan ısıtılıyor?  Kaç adet üretim ve reenjeksiyon kuyunuz var?

Bölgenin jeotermal potansiyeline bağlı olarak önümüze çeşitli hedefler koymuştuk. Bunlar hem turizme hemde istihadama yönelik çalışmalar oldu. Önceliğimiz termal tesis projesi idi. Sera projemiz ikinci planda idi. Fakat süreç bizi jeotermal sera konusunda daha çok önümüzü açtı. 10 yıl önce 20 dönüm olarak çalışmaya başladığımız sera projemizi 2021 tarihinde Zafer Kalkınma ajansı ve Manisa valiliği ortaklığında gerçekleştirdiğimiz kula jeotermal sera fizibilite raporu ile güncelledik. Zafer Kalkınma Ajansı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı,  Gençlik ve Spor Bakanlığı işbirliğinde projemiz 50 dönüm olarak kabul edildi. Burada Eski Gençlik ve Spor Bakanı ve şimdi İzmir Milletvekili Sayın Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun destekleri projemizin kabul edilmesinde en önemli etkendi, tekrar kendisine teşekkür etmek isterim.

Ve hafriyat çalışmaları ile sera projemize başlamış olduk. Yaklaşık 400 bin m³ bir hafriyat sonucu sera alanımızı oluşturduk.

Kula Jeotermal sera projesinde hafriyat çalışmaları (kaynak: Nuran Sevimli Akkoç)

Jeotermal İle ısıtılan seramız 50.064 m² alan üzerinde 2 adet her biri yaklaşık 24.000 m² alanlı 2 üretim alanı ile yaklaşık 3.000 m² idari ve teknik alanda oluşmaktadır. Toplam 8 sektöre ayrılmış seramızda 11 Aralıkta climbo cinsi domates fidelerinin dikimini gerçekleştirdik. 177.000 adet diktiğimiz fidelerimizden Mart başı gibi ilk hasadı gerçekleştirmeyi düşünüyoruz.

Teknolojik seramızı 1998-1999 tarihlerinde MTA tarafından açılan 2 adet sığ yaklaşık sıcaklıkları 62 C debileri 40 ve 70 lt/sn de derinlikleri ise 33 ve 162,5 mt de sığ sondajlarımız ile ısıtmaktayız. İlk üretim aşamasında bölgede basıncın ve gaz birikimin fazla olması nedeni ile ve özellikle sera ile sondajlar arasında yaklaşık 18 metrelik kot farkı olması nedeni ile seramıza su vermekte zorlandık. Fakat jeotermal deneme ile çözülüyor. Özellikle burada Meslektaşım Salih Kaymak ve ekibine teşekkür etmek istiyorum onlarla ayrıştırıcı ve akümülatör ile bu sorunu çözdük.

Kula Jeotermal kaynaklı teknolojik serada ilk ürün fideleri dikildi. (kaynak: Nuran Sevimli Akkoç)

Seramızı desteklemek ve kurulacak yeni seralardan gelen ihtiyaçlar nedeni ile ruhsat sahamızda üretim kuyuları ve re-enjeksiyon kuyuları açmaya başladık.

 

Yerel-kırsal kalkınma hedeflerinde jeotermal enerjinin rolü hakkında bize neler söyleyebilirsiniz ve Kula’daki sera projesi bir model olabilir mi?

İlçemizin ekonomisi genel olarak geleneksel tarıma, hayvancılığa ve turizme dayanmaktadır. Son yıllarda tekstil sektörü ilçede yatırım yapmaya başlamış ve göç sayısı  2022 verilerine göre azalmaya başlamıştır. Yine de alternatif iş olanaklarının olmaması gençlerin işsiz kalmasını engelleyememiştir. Teknolojik sera projemiz ile alternatif tarımsal yöntemlerin bölgede gelişmesini ve yenilebilinir enerji kaynağımız olan jeotermal suyumuzun ekonomiye kazandırılmasını sağlayarak; bölgede yer alan genç işsizlerimize yeni istihdam alanı açmaktır.

Bir toplumun sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan gelişmesi her şeyden önce toplumu oluşturan kentteki kadının ekonomik etkinliği yapısal olarak birbirinden çok farklıdır. Kırsal kesimde çalışan kadın; ücretli bir işçi olmayıp, aile işletmesinde çalışan herhangi bir sosyal güvencesi olmayan kadınlardan oluşurken kentlerde çalışan kadınların çok az bir bölümü tarım işçisi olarak istihdam edilmekte ve emeğinin karşılığını ücret olarak almaktadır (Arat,1986:163)

Biz biliyoruz ki; ülkemizin sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan gelişmesi ancak toplumuzu oluşturan bireylerin eşit olanaklara sahip olması ve bu imkanlardan yaralana bilmesinden geçmektedir. Kentlerdeki kadının ekonomik etkinliği ile kırsal kesimde yer ala kadınlarımızın etkinliği farklıdır. Çünkü kırsal kesimde yer kadınlarımız ücretli işçi olmayıp, aile işletmesinde çalışan herhangi bir sosyal güvencesi olmayan kadınlardır.

Yerel kalkınma hedeflerinde jeotermal enerjinin istihdam etkisi (kaynak: Nuran Sevimli Akkoç)

Projemiz ile bizler bir nebze bu farklılığı ortadan kaldırmaya çalıştık. Bildiğiniz gibi Teknolojik seraların % 75 ‘i kadın iş gücü istihdamı ile gerçekleşmektedir. Projemizde hedef kitlemiz işsiz gençler yanında bölgede yer alan genç işsiz kadınlar olmuştur. Böylece iş gücü güvencesi ile birlikte kadınlarımız aile ekonomisine katkı sağlamı bireyler olarak yaşamlarını devam ettirmektedirler.

Böylece projemiz ile birlikte âtıl durumda olan jeotermal suyumuzu kullanarak teknolojik üretim ışığında bölgenin ekonomik kalkınmasına katkı sağlamış olduğumuz gibi; kırsal kesimde yer alan genç.

 

Projedeki zorluklar nelerdi?

Bölgemiz arazi yoğunluğu dik engebeli bir topoğrafya hâkim olduğu için, sera alanımız için yoğun hafriyat çalışması yaptık. Hava muhalefeti ile birlikte çevrede yaptığımız şevler projemizin uzamasına neden oldu. Sera alanımızda %30 dolgu ve %70 kazı çalışması ile birlikte yaklaşık 400 bin m³ malzemeyi sıfırlayarak 52 bin m² bir alanı oluşturduk. Tabii daha önce sera yapım işi ile uğraşmadığımızdan dolayı yapım işi aşamasında her şeyi yolda öğrendik bu da bir diğer zorluktu.

 

Bölgenizdeki potansiyel geliştirilebilir mi? 

Bölgemizde yer alan sondajlara ve kaynaklara baktığımızda ve bölge ile ilgili yapılan bilimsel araştırmalar bizlere emir kaplıcaları ve çevresinin sığ jeotermal potansiyele sahip olduğunu göstermektedir. Son bir yıldır yaptığımız sismik çalışmalara bağlı olarak 1500 metrelik gradyan bir kuyu aça bilirsek derinlerde yer alan jeotermal suyumuz ile ilgili net bir bilgiye sahip olacağımızı düşünüyorum.

Teknolojik sera projemizin 150 metre yanında yaklaşık 2.500 m² alanda Kula Termal SPA Merkezi projesine başladık. Ayrıca yine bölgemizde yer alan Emir Kaplıcalarını revize etmeye başladık. Sera projemiz ile birlikte bölgeye oldukça yoğun yatırımcı talepte bulunmakta. Bunların hepsini jeotermal kaynaklarımızın modellemesini ve planlamasını yaptıktan sonra cevap vermeyi düşünüyoruz. Ayrıca bölgede yer alan aromatik bitkiler ile ilgili kurutma projesini çalışmaya başladık. Maliyet analizine bağlı olarak projesini tamamlayıp, sunmayı planlıyoruz.

 

Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?

Yenilenebilir enerji kaynakları son 20 yıldır ülke ekonomimizi önemli bir katkı sağlamaktadır. Özellikle jeotermal kaynaklardan yararlanılarak yapılan çalışmalar jeotermalin enerjiden, turizme ve tarıma kadar çok geniş bir yelpazede ekonomiyi olumlu anlamda etkilediğini görüyoruz. Fakat jeotermal yerin altında bilinmeyen bir enerji. Bu enerji ne kadar doğru bir şekilde yeryüzüne çıkartır ve onu tekrar geri besler isek bu potansiyel bizimle kalır. Bu bağlamda jeotermal kaynakları kullanırken havza modellemesinin çok önemli olduğunu ülkemizde ki örnekler bize gösterdi. Bu durumda jeotermal kaynakları kullanacağımız alanları ve açılacak her bir kuyunun bir plan dahilinde olması jeotermal kaynağımızın sürdürülebilirliğini sağlayacaktır.

Bugün teknolojik seramıza baktığımda sera içerisinde kadınlarımızın cıvıl cıvıl çalışması bana verilen en büyük neşe. Tabii kaynağımızın bu yolla kullanıma açılması da en büyük mutluluk.

 

Nuran Hanım’a Kula’da sürdürdüğü çalışmaları ve bu eşsiz projeyi bizlerle paylaştığı için teşekkür ederiz.