Olkaria jeotermal projesinin yerli topluluklar üzerindeki etkisini inceleyen rapor
İnsan hakları örgütü IWGIA tarafından paylaşılan bir rapor, yenilenebilir enerji projelerinin Kenya'nın yerli toplulukları üzerindeki etkisini, özellikle Turkana Gölü rüzgar enerjisi projesi ve Olkaria jeotermal enerji santrallerine odağında inceliyor.
Uluslararası Yerli İşler Grubu (IWGIA) Aralık 2019’da “Yenilenebilir enerji projelerinin Kenya’nın yerli toplulukları üzerindeki etkisi” başlıklı ilginç bir rapor yayınladı.
Paylaşılan rapor, Kenya’nın çeşitli Yerli topluluklarının yaşam alanı çervresinde bulunan Turkana Rüzgar Enerjisi Projesi ve Olkaria Jeotermal Enerji santralleri olmak üzere iki özel projenin sosyokültürel etkilerini inceliyor.
İddialı ulusal kalkınma planı ile (Kenya Vizyon 2030) Kenya, 2020 yılı sonuna kadar % 100 yenilenebilir enerjiye geçiş hedefi de dahil olmak üzere sürdürülebilir sanayileşmede bölgesel bir lider olmaya hazırlanıyor. Bu raporda incelenen her iki proje de dahil olmak üzere, enerji sektörü yüksek talep ve aynı zamanda Kenya’nın enerji üretiminin % 43’ünü oluşturan ve hızla büyüyen bir özel sektöre doğru bir değişim yaşıyor.
Genel olarak Yerli Halklar, çoğu durumda özellikle yaşam alanlarını etkileyen iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir unsur olduğu için yeşil enerjiye geçişi desteklemektedir. Bununla birlikte, Yerli Halklar, bu tür büyük ölçekli projeler üstlenirken temel kolektif insan haklarına saygı duyulmasını talep etmektedir, çünkü şu anda toprakları genellikle devlet ve özel şirketler tarafından alınacak ve üzerinde çalışılacak bakir toprak olarak görülmektedir.
Rapor, geçen yıl faaliyete geçen Olkaria V jeotermal enerji projesinin yapımında kritik görünüyor. Avrupa Yatırım Bankası ve Dünya Bankası’nın katılımı ile 2016 yılında arabuluculuk süreci yoluyla bir arabuluculuk anlaşmasına varılmıştır. Anlaşma KenGen’in arazi mülkiyeti ve korunmasız projeden etkilenen kişiler (PEİ’ler) ile ilgili taahhütlerini de içermektedir ve KenGen tarafından imzalanmıştır. Bu imza ile KenGen, toprak mülkiyetinin PEİ’lere devri dahil olmak üzere PEİ’lerin şikayetlerini ele alan bir Eylem Planı taahhüt etmiştir.
Raporda, 2019’da Enerji Yasası kapsamında yasalaşan gelir paylaşım planının ayrıntıları, jeotermal kaynakların kullanımından elde edilen gelirlerin yerel toplulukla paylaşılacak olması durumunun uygulamanın görülmesi gerektiği belirtilmektedir.
Rapor, Olkaria’da jeotermal gelişim sürecinde çeşitli unsurları vurgulamakla birlikte Olkaria IV için istemsiz yer değiştirme sürecinde yapılan hatalardan derslerin alındığını ve yeni tesislerin geliştirilmesinde şirketlerin bölge halkı ile ilişkilerinde daha dikkatli davrandığını gösteren işaretleri açıklamaktadır.
Sonuç ve ayrıntılar için raporun tamamına buradan erişebilirsiniz (pdf).
Rapor, Danimarka Dışişleri Bakanlığı’nın desteğiyle hazırlanmıştır.
Kaynak: ThinkGeoEnergy