Salina, Aeolian Adaları’ndaki Yeşil Enerji Günleri’nin gündeminde jeotermal var
Aeolian Adaları'ndaki Salina'da düzenlenecek olan Yeşil Enerji Günleri'nde üst düzey konuşmacıların katılacağı jeotermal enerjiye özel bir gün düzenlenecek.
5-7 Haziran 2024 tarihleri arasında Aeolian Adaları’ndaki Salina’da gerçekleşecek olan “Yeşil Enerji Günleri” nin gündeminde jeotermal üzerine özel bir oturum yer alıyor . Associazione Isole Sostenibili ve Athanor Geotech tarafından düzenlenen “Jeotermal enerji: AB enerji geçişini kolaylaştıran temel faktör” etkinliği 6 Haziran’da Malfa Oditoryumu’nda planlanıyor.
Jeotermal konusuna ayrılmış gün boyu süren programa bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz. Etkinlikte sunum yapanların özet listesine de buradan ulaşılabilir. Yüksek düzeydeki katılımcılar, bu jeotermal olayı Aeolian Adaları ve İtalya’da benzeri görülmemiş kılıyor.
Jeotermal enerji, sürdürülebilir bir enerji sistemi oluşturmak için önemli bir yeşil zorluk sunmaktadır. Hem Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) hem de Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA), jeotermal enerjinin stratejik öneminin farkındadır. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) tarafından yapılan bir araştırma, Dünya’nın jeotermal potansiyelinin en az 4.000 yıl boyunca tüm gezegene yeşil enerji sağlayabileceğini vurguluyor. Uzmanlar, gezegenin ortalama sıcaklığının 1000 santigrat derece olduğu ve yüzeyinin %75’inin sularla kaplı olduğu küresel enerji ihtiyacının yarısının (580 M TJoule) su altı volkanik alanlardan salınan jeotermal enerjiyle karşılanabileceğini tahmin ediyor. ABD Ajansı NOAA ve Texas A&M Üniversitesi tarafından yapılan son araştırmalar, küresel olarak “sıcak” deniz deniz tabanlarının, Afrika ile karşılaştırılabilecek bir alan olan yaklaşık 30 milyon kilometrekarelik bir alana yayıldığını göstermiştir.
Son yıllarda, Kaliforniya Körfezi (ABD ve Meksika), Japonya Denizi, Hint Okyanusu (Endonezya, Hindistan), Kuzey Atlantik (Azor Adaları, İzlanda), Filipinler, Kenya gibi denizaşırı jeotermal enerjiye ilişkin küresel araştırma ve projeler, ve Yeni Zelanda, bu kaynağın hem jeotermal hem de madencilik açısından, özellikle de yüksek jeotermal eğimlerin >100°C/km olduğu deniz bağlamlarında büyük potansiyelini giderek daha fazla vurgulamaktadır.
Aeolian Adaları’nı da içeren Güney Tiren Denizi bölgesi (yaklaşık 30.000 km 2 ) 20-30 MWe/km 2 tahmini potansiyeliyle şüphesiz dünyanın en önemli jeotermal alanlarından biridir. Açık deniz jeotermal enerjisinin düşük ekolojik ayak izi, onu gezegendeki en önemli ve sürdürülebilir enerji kaynaklarından biri haline getirmektedir. Ayrıca jeotermal akışkanlardan stratejik metal ve mineraller elde edilebiliyor ve elektrolizörler kullanılarak yeşil hidrojen üretimi sağlanabiliyor.
Toplantıda CEO’su Marit Brommer tarafından temsil edilen Uluslararası Jeotermal Birliği (IGA) ve Uluslararası Deniz Yatağı Otoritesi (ISA), sürekli üretkenlik (7/24) sunan ve istikrarlı bir şekilde sürdürebilen bu yenilenebilir enerji kaynağının uygulanması ihtiyacını vurguladı. Rüzgar ve güneş gibi diğer kesintili yenilenebilir enerji kaynaklarının aksine elektrik üretimi.
Ocak 2024’te Avrupa Parlamentosu, jeotermal enerjiye ilişkin bir karar yayınladı (2023/2111 INI); Konsey, Avrupa Komisyonu ve üye devletlerin jeotermal projeler için düzenleyici basitleştirme ve mali destek politikaları yoluyla jeotermal enerjiyi desteklemesini taahhüt eden ilk resmi belge. özellikle arama ve inşaat aşamalarında yeni nesil jeotermal teknolojilerin daha da geliştirilmesi ve nitelikli istihdam olanakları yaratılması amaçlanmaktadır.
Jeotermal enerjinin, özellikle açık denizin giderek daha önemli bir kaynak olarak görülmesiyle, enerji seçimlerinde belirleyici bir paradigma değişikliği yaşanıyor. Avrupa’nın enerji güvenliği planı olan 2022 REpowerEU planı, 2030 yılına kadar jeotermal enerjiyi üç katına çıkarmayı hedefliyor. Son zamanlarda, İtalya Çevre ve Enerji Güvenliği Bakanı, jeotermal enerjiyi yeniden canlandırmaya yönelik bir Ulusal Eylem Planı için yönergeleri tanımlamak üzere Şubat 2022’de özel bir teknik komite kurarak hızlı jeotermal proje geliştirmeye desteğini ifade etti.
Avrupa’nın önde gelen kurumlarından ve sektörlerinden temsilcilerin de yer aldığı seçkin bir konuşmacı paneli bu konuları ve İtalya ve Avrupa’ya özgü bağlamları tartışacak. Bu önemli zorluk, 6 Haziran’da Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma için Okyanus Bilimi On Yılı (2021-2030) sırasında Salina’da ele alınacak.
Kaynak: ThinkGeoEnergy