Şili’de jeotermal enerji; ‘karbon nötr’ olmak için zorluklar ve fırsatlar
Şili'de karbon nötr olma yolunda jeotermal enerjiye bakış, kardeş İspanyol yayınımız PiensaGeotermia'nın katıldığı bir makalede tartışılmakta.
NuevaMinería dergisi tarafından Şili’deki jeotermal kalkınmanın zorlukları hakkında iki ilginç makale yayınlandı. İspanyolca platformumuz PiensaGeotermia ise, NuevaMineria tarafından yayınlanan bu iki ilginç makaleden birine katıldı.
İki bölümden oluşan Jeotermal Özel (pdf belgesinin 44-48. Sayfalarını) sayısında yer alan makaleler: Piensa Geotermia (Think Geothermal): Karbon Nötr Olmaya Doğru Zorlu Yol (bu notu yayınlamaya davet edildik); ve Ayaklarımızın altında dev enerji kaynağı.
Karbon Nötr Olmaya Doğru Zorlu Yol
Şili ile benzerlik gösteren Latin Amerika’daki elektrik piyasaları düzenlemelerini analiz ederken, jeotermal enerjinin gelişiminin durgun olduğu ve Meksika’da olduğu gibi, mevcut tesislerin, elektrik sektörünün devlet tarafından kontrol edildiği veya devlet yardımı sağlandığı durumlarda ilerlediğini görmekteyiz. Jeotermal enerji için bugün yaptığımız her şey 5 ila 10 yıl içinde hayat bulacak.
Uluslararası düzeyde, jeotermal enerji, Paris Anlaşmasından sonra karbon nötrlüğüne geçişi sağlamak için anahtar bir teknoloji olarak başka bir yol aldı. Londra, Paris, Münih, Amsterdam ve Avrupa’daki pek çok şehir, kalan ısıdan (kojenerasyon) yararlanmak, fosil yakıtları değiştirerek emisyonları azaltmak, yerel ekonomiyi güçlendirmek ve insanların yaşam kalitesini iyileştirmek için şehirlerde jeotermal enerji geliştiriyor. Şili’de bildiğimiz klasik jeotermal enerji kavramı bu yeni konseptten çok uzak. Burada gelecek nesiller için muazzam bir fırsat var: şehirleri dekontamine edebilir, odunları değiştirebilir ve yaşam kalitesini artırabiliriz.
Jeotermal akışkandan lityum eldesi, Şili’de acilen ele alınması gereken bir konudur. Jeotermal Yasa, jeotermal akışkandan minerallerin çıkarılmasına izin vermiyor ve bununla birlikte, düşük su ayak izi, düşük CO2 ayak izi ve kurutmayan kuru yassı lityum üretiminde lider ülke olarak muazzam bir fırsat ve pazar konumunu kaybediyoruz. Şili’de şu anda alıkonuluyoruz.
Son olarak, Şili’nin jeotermal potansiyeli, Arica ve Pto Montt arasındaki dağlık alandaki çok spesifik yerlerle sınırlı olduğu ve yetersiz bilgi ile enerji politikasının geliştirilmesindeki tutarlılığın kaybedildiği için küçümsenmektedir.
Ayaklarımız Altında Büyük Enerji Kaynağı
CEGA Direktörü Diego Morata, Şili Jeotermal Konseyi Başkanı Jerónimo Carcelén ile birlikte 3.500 MW’lık jeotermal potansiyele ve gelişimindeki zorluklara atıfta bulunuyor. değerlendirilme potansiyeli, küresel olarak toplam kurulu kapasitenin yaklaşık % 20’sini temsil etmektedir ve bununla Şili endüstride lider olacaktır.
Sektördeki ve Güney Amerika’daki en unutulmaz dönüm noktası, kıtadaki ilk santral olarak 48 MW kurulu gücü ve şu anda 33 MW’ın eklenmesi ile yapım aşamasında olan 2017’de Cerro Pabellón’un işletmeye alınmasıdır. Sektör son 10 yılda, ileri araştırmalara sahip Enerji Geliştirme Şirketi’nden Mariposa ve Transmark Renewables’dan Peumayén gibi projeler ile yaklaşık 500 milyon dolar yatırım yaptı.
Diego Morata, 2030 yılına kadar 600 MW geliştirilebilse de, bu dönüm noktasının karşılanabileceğine dair hala bir kesinlik olmadığını, ana engelinse, bu teknolojiyi destekleyen bir kamu politikasının eksikliği olarak belirtiyor.
Jerónimo Carcelén, “bu projelerin ilk aşamasını engelleyen, yüksek arama maliyetleri ve jeotermal rezervuarı bulma olasılığının düşük olması ile ilgili jeolojik ve finansal riskler var” diyerek yukarıdakileri tamamlıyor.
Carcelén, Şili’deki, ısıtma, seralar, turizm projeleri, balık çiftlikleri gibi elektrik üretimi dışındaki doğrudan kullanımlar da dahil olmak üzere, modernizasyonu amaçlayan Jeotermal Yasa’da bekleyen değişikliklere de dikkat çekiyor.
Kaynak: ThinkGeoEnergy