Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası yayımlandı
T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yayımlanan yol haritasında, elektrolizör kurulu güç kapasitesinin 2030 yılında 2 GW ve 2035 yılında 5 GW ulaşması hedefi yer alıyor.
İklim değişikliği ile mücadelede tüm dünyada gelişen teknoloji ve artan enerji talebi ile hidrojen teknolojileri yatırımlarının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı öngörülmektedir. Hidrojen; yüksek kütlesel enerji yoğunluğu (120 MJ/kg) ve düşük çevresel etkisi ile fosil yakıt bazlı enerji kaynakları kullanımında enerji taşıyıcısı olarak önemli bir alternatiftir. Hidrojen, ulaşımdan sanayiye, yenilenebilir enerji entegrasyonundan yeşil kimyasal üretimine kadar birçok farklı alanda kullanılmaktadır.
Rapor neleri vurguluyor?
2020 sonrası iklim değişikliği rejiminin çerçevesini oluşturan “Paris Anlaşması”’nın 7 Ekim 2021 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanması ile emisyon yoğun ve kaynak kullanımı fazla olan bir sektör olan enerji sektörünün bu anlaşmanın getireceği düzenlemelerden en çok etkilenecek sektörlerden birisi olacağı bilinmektedir.
Ekonomik kalkınmanın sağlanması ve 2053 yılı net sıfır karbon emisyonu hedefleri doğrultusunda, hidrojen kullanarak karbon sıfır bir ekonomi modeli oluşturulması amacıyla ‘Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası’ raporu hazırlanmıştır. Çalışmada, özellikle hidrojen teknolojilerinin yerli olarak geliştirilmesinin önemi vurgulanarak, teknoloji geliştirilmesine yönelik destek ve uygulama programının oluşturulması için stratejik yol haritasının belirlenmesi amaçlanmıştır. Raporun hazırlanmasında Türkiye ve dünyadaki hidrojen alanındaki çalışmalar ve gelişmeler dikkate alınarak hidrojen üretimi, depolanması, dağıtımı ve kullanım teknolojileri açıklanmıştır.
Strateji ve politikalar
Yol haritasındaki önemli vizyon önerileri şu şekilde açıklanabilir:
- Yeşil hidrojen üretim maliyetini 2035 yılına kadar 2,4 ABD/kgH’nin altına ve 2053 yılına2 kadar 1,2 ABD/kgH’nin altına düşürmek,2
- Elektrolizörün kurulu güç kapasitesinin 2030’da 2 GW’a, 2035’te 5 GW’a ve 2053’te 70 GW’a ulaşmasını sağlamaktır.
Rapor’da; mevcut mevzuatın hidrojen açısından gözden geçirilerek uygun hâle getirilmesi, yeşil hidrojen üretiminde ve depolanmasında yerli aksam kullanılmasına yönelik teşvik mekanizmalarının ve sertifika programlarının oluşturması, yerli ve millî teknolojilerin (elektrolizör, yakıt hücresi vb.) geliştirilerek üretilmesi için Ar-Ge ve Ür-Ge’nin teşvik edilmesi, uluslararası iş birliklerinin yapılması, ticari talep ve yatırımları teşvik etmek için kamu ve özel sektör iş birlikleri oluşturulması, nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi ve tüm sektörlerde yeşil hidrojen kullanımının yaygınlaştırılmasının teşvik edilmesi gibi politikaların belirlenmesi kritik önem arz etmektedir.
Sonuç olarak, Türkiye’de 2053 yılı net sıfır emisyon hedefinde önemli rol oynayacak olan hidrojen enerjisi ve teknolojileri konusunda genel bir strateji çizen ve yol haritasını belirleyen Rapor, hidrojen piyasasının oluşturulmasında önemli bir kılavuz niteliği taşımaktadır.