Türkiye’nin yenilenebilir enerji geleceği
Türkiye Elektrik İletim AŞ.’nin paylaştığı rakamlara göre, 2023 yılı için konulan yenilenebilir enerji hedeflerin bir kısmına şimdiden ulaşıldı.
Türkiye Elektrik İletim AŞ.’nin paylaştığı rakamlara göre mayıs ayı sonu kurulu güç kapasitesi güneş enerjisinde 8 bin 335, rüzgarda 10 bin 930, hidroelektrikte 31 bin 555, jeotermal enerjide 1686 ve biyokütlede ise 1763,8 megavat olarak gerçekleşti.
Anadolu Ajansı geçtiğimiz hafta, Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu ve Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği (YENADER) Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin ile yaptığı röportajı paylaştı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2019-2023 Stratejik Planına değinen uzmanlar, bu yılın mayıs ayı sonu itibarıyla rüzgar enerjisinde 2022 hedefinin, jeotermal ve biyokütlede ise 2023 hedeflerinin şimdiden aşıldığını belirttiler.
Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu konuyla ilgili şunları söyledi: “Bu hedefler de kısa zamanda yakalanacaktır çünkü yenilenebilir enerji teknolojileri, artık sadece temiz üretim değil aynı zamanda fiyat olarak rekabetçi hale gelmeye başladı. Özellikle güneş enerjisinde 5 megavatı aşmayan ve bu sayede üretim lisansı gerektirmeyen kurulumlar son dönemde hızla yaygınlaşmakta. Güneş enerjisinde ortalama yıllık metrekare başına 1520 kilovatsaat (1520 kWh/m2-yıl) radyasyon değeriyle Avrupa’ya büyük fark atıyoruz. Almanya’da güneş enerjisi potansiyeli en yüksek Bavyera eyaleti gerek güneşlenme süresi gerekse güneş radyasyonu ile bizim potansiyelimizin en düşük olduğu Karadeniz bölgesinden daha düşük potansiyele sahip. Buna rağmen Almanya’nın güneş enerjisi kurulu gücü 59 bin megavatı aşmış durumda, bizde ise 8 bin 336 megavat. Yani Almanya’nın çok daha düşük potansiyeline rağmen güneş enerjisinde kurulu gücü bizim yaklaşık 7 katımız düzeyinde. Bu yolculukta yenilenebilir enerji teknolojilerinin ülkemizde geliştirilerek üretilmesi ve yaygınlaştırılması büyük önem taşıyor, üniversitelere de önemli rol düşüyor.”
Kumbaroğlu, Türkiye’nin yenilenebilir enerjide çok daha iddialı hedeflere ilerleyebilecek potansiyelinin olduğunu vurguladı.
Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği (YENADER) Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin, “Türkiye’nin rüzgar, güneş, jeotermal, biyokütle, hidroelektrik başta olmak üzere, yenilenebilir enerji imkanlarıyla ilgili olağanüstü kapasitesi, potansiyeli söz konusu. Yerli ve milli teknoloji üreten bir ülke olarak yenilenebilir enerji alanındaki yatırımlarını yoğun bir şekilde sürdürmesi halinde, Türkiye, bu noktada dünyanın en iddialı ve şanslı ülkelerinden birisi olacak. Türkiye’nin 2030 yılına yönelik, önümüzdeki 8 yılı çok iyi değerlendirme hedefi var. Bu konudaki atılımlar da dünyada büyük bir ilgiyle karşılanıyor. Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankasından elde edilmiş 3 milyar avronun üzerinde kaynak başta olmak üzere, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin bu alanda dünyanın en cazip ülkelerden biri olduğu gerçeğinden hareketle, uluslararası finans kurumları Türkiye’ye bu konuda seve seve çok ciddi kaynak kullandırmak isteyeceklerdir.”
Rusya-Ukrayna savaşı sonrası bir çok kez gündeme gelen enerji krizi tartışmalarına da dikkat çeken Alkin sözlerine şöyle devam etti: “Birçok ülke savaşın ortaya koyduğu temel gerçekler ışığında mümkün olduğu kadar enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmak istiyor. Enerji verimliliğinin en önemli sac ayaklarından birini enerji tasarrufu oluşturuyor. Dünyanın doğal gazla olan beraberliği 2070’e kadar devam edecek. Peki doğal gazın verimliliğini nasıl arttırabilirsiniz? Doğal gazla hidrojeni karıştırarak. Doğal gazın içerisine yapacağınız yüzde 25’lik hidrojen katkısı bile doğal gazın verimliliğini yüzde 50 artırıyor. Bunun dışında binaların yalıtımı çok önemli. Rusya-Ukrayna savaşından sonra başta İskandinav ülkeleri ve Hollanda olmak üzere birçok ülke özellikle binaların yalıtımıyla ilgili yeni projeler, yeni modeller oluşturmaya başladı. Türkiye’nin de hiç ara vermeksizin mutlaka binalardaki enerji verimliliğini, yalıtımla devam ettirmesi gerekiyor. Bütün ülkeyi, 23 milyon bağımsız üniteyi, yalıtımla, enerji verimliliği konusunda mükemmel bir noktaya getirirsek, Türkiye’nin enerji ithalat faturasını da yarı yarıya azaltmış olacağız.”
Kaynak: Anadolu Ajansı